Nezih Varol

Nezih Varol

Mail: nezih.varol@hotmail.com

İÇ GÜÇLER

Hiç bir dış güç Türkiye ile birebir yakından ilgilenmiyor.

Türkiye’nin dış güç diye bir derdi yok, kimsenin umurunda bile değil.

Dış güç denilen şey başka ülkelerse, her ülke kendi ekmeğini kovalıyor.

Tabi zaman zaman ülkeler güçlerini birbirine gösterecek, gözdağı verecek.

Doğanın kanunudur bu, biraz da gereklidir, ülkeleri birlik, beraberlik içinde tutar.

Ama en büyük tehlike dışta değil içtedir, iç güçlerdir, iç mihraklardır, vatan hainleridir.

Bu vatan hainleri dini ve Milli olan ne varsa sömürür, sulandırır, kendi çıkarına göre kullanır.

Bunlar daha çok yobaz takımıdır, eğitimli insan sevmezler, hurafelere inanırlar, Anayasa ve kanunları delmeyi severler.

Kula kulluk ederler, kutsal kitabı asla okumazlar, kendi bildikleri gibi yorumlar ve kafaları karıştırarak ağlarına düşürdükleri genç beyinleri yıkarlar.

Bilim, sanat, edebiyat gibi çağdaş değerleri yok sayarlar, hatta içine tükürürler, savaştıkları bölgelerde tarihi mirası yok eder, kütüphaneleri yakar, aydın insanları öldürürler.

Kendileri gibi düşünmeyen herkese düşman gözüyle bakarlar, yakınlık kurmazlar, iletişime geçmezler, sinsice takip eder, fişler, en zayıf anlarında saldırır ve imha ederler.

Köprüyü geçene kadar dayı demeyi öğrenmişlerdir; insanmış gibi davranabilir, bulundukları toplumu ve şartları kabullenebilir, hatta yönetimlere gelebilir, ama ilk fırsatta özlerine dönerler.

Türk tarih kitapları bu vatan hainlerinin, dışa bağımlı iç güçlerin binlercesini yazar da yazar.

Bunlar tarihdeki ilk Türk devletlerinden son vatan Anadolu topraklarında kurulan devletlere, nihayetinde Osmanlı ve son devletimiz Türkiye Cumhuriyeti’ne kadar hep varoldular.

Bizimle yatıp bizimle kalktılar, bizimle yiyip bizimle içtiler, bizim tüm haklarımızdan, imkanlarımızdan, nimetlerimizden yararlandılar, içimizden biriydiler, ama hep kriptoydular.

Bu özelliklerine öylesine bağlıydılar ki adeta kripto olmak için dünyaya geliyor, kripto olmak için eğitim görüyor, kripto olarak yaşıyor ve kripto olarak ölüyorlardı.

Amaçları hep aynıydı, hiç değişmedi; ekmeğini yedikleri ülkelerinin dış güçler tarafından esir alınmasını ve şanlı Türk tarihinin son bulmasını istiyorlardı.

Bir insanın ömrü sanıldığından kısadır, şu kısacık ömrümüzde PKK’sından FETÖ’cüsüne kadar en az 3 terör örgütünün onlarca militanını ve yüzlerce sempatizanını çarşıda pazarda görmedik mi?

Kahraman Türk Subayı Kubilay’ın başını Menemen’de kör bıçakla kesen yobaz da bizim mahallemizde oturup, bizim soframızda, bizim ekmeğimizi yemiyor muydu?

Yiyordu. Torunları da hala yiyor. Bunlar şu an Aile Bakanlığı içinde tüyü bitmemiş yetimin hakkını bile yemeğe devam ediyor.

Muhtaç engellilerin, muhtaç yaşlıların, hastane kapılarına düşmüş hastaların da hakkını yemeğe devam ediyor.

FETÖ’cü teröristler gün geçmiyor ki bir Devlet kurumu bünyesinde görev başında kıskıvrak yakalanmasın.

Hala daha Devlet dairelerinde, hala daha ballı makamlarda, hala daha suyun, paranın, ekonominin başında FETÖ’cü teröristler yakalanıyor.

Ülkemizi yıkmak, yönetim şeklini değiştirmek ve dış güçlere paket yapmak için arsızca, yüzsüzce kripto olarak yaşamaya devam ediyorlar.

Ama her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsanız, şundan emin olun, er veya geç yakalanacak ve gerekli tüm cezalara çarptırılacaksınız.

Dış güçten betersiniz, sinsisiniz.

Katıksız vatan hainisiniz.

Bedelini ödeyeceksiniz!

Facebook Yorum

Yorum Yazın