Nezih Varol

Nezih Varol

Mail: nezih.varol@hotmail.com

FETÖ YETİM HAKKI YİYOR

İşte yine gündemde! Hem bu defa AKP’liler de bangır bangır bağırıyor; “FETÖ temizlenmedi, aramızdalar” diye.

Kimi siyasetin, kimi yargının, kimi güvenlik güçlerinin, kimi eğitimin içinde hala var oldukları ve Devlet bütçesinden pay almaya devam ettiklerini söylüyor.

Ben mi? Ben her zaman olduğu gibi Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı içinde olduklarını söylemeye devam ediyorum.

Bunu belgeleriyle sundum. Aile Bakanlığı taşerona devrettiği özel muhtaç engelli bakım merkezlerine hasta başına her ay iki asgari ücret tutarında ödeme yapıyor ve bu paralar nereye gidiyor dersiniz?

FETÖ’nün Aile Bakanlığı içinde en güçlü olduğu 2006 yılında çıkarılan yönetmelikle Türkiye genelinde pek çok ilde kimlere açılış ruhsatı verildiyse, paralar onlara gidiyor.

Çünkü bu ruhsatların çoğunun FETÖ’nün kendi adamlarına, işbirlikçilerine ya da rüşvet aldıklarına verildiğini tahmin etmek hiç de zor değil. Bunun aksini düşümek bile yersiz.

Bu iddialar iyi bir incelemeyle ortaya çıkarılabilir, tabi Aile Bakanlığı müfettişleri de FETÖ’cü değilse.

Soruşturma, kovuşturma, inceleme yapılmış mı? Yapılmışsa kimler yapmış? Yapanlar hakkında inceleme yapılmış mı? Sanmıyorum!

FETÖ’nün Devlet kurumlarında varlığına ilişkin başka iddialar da var;

AKP’li eski Milletvekili Gazeteci Şamil Tayyar’dan yargıya şok suçlama geldi, aslında bunu uzun süredir söylüyor, diyor ki; “Birçok yerde, işadamlarının ‘itirafçı’ denilerek tahliye edildiği FETÖ borsası kuruldu. Bu borsada milyon dolarlar döndü. HSK ne yapmış? Bir yerde problem var”.

Çok değil, kısa süre önce 15 Temmuz darbe girişimi sırasında yakınlarını kaybedenlerin kurduğu 15 Temmuz Milli İrade ve Demokrasi Derneği’nden (MİDDER) AKP'ye FETÖ tepkisi gelmişti, Genel Başkan Serhat Çağ, AKP listesinde yer alan FETÖ’cülerin neden MİT incelemesine takılmadığına tepki gösterdi ve FETÖ"nün kilit ismi olarak bilinen firari Adil Öksüz'ün yeğenin AKP'den 31 Mart yerel seçimi için aday olduğunu söyledi.

Yine Kayseri İl Emniyet Müdürlüğü görevinden Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı’na getirilen İbrahim Kulular da “Bu örgüt yurt dışında 132 ülkede hala faal, hala ticaret yapıyor, hala okulları açık, hala toplantılar yapıp ve en kötüsü de Türkiye aleyhinde kulis yapmaktadır. Mücadelemizin sonuna kadar süreceğinden hiçbir şüpheniz olmasın” dedi.

Bir de FETÖ’nün üniversite ayağı var ki, siyasi ayağı gibi gıcır gıcır, el değmemiş durumda, Yeni Marmara yazarı Pınar Aydın bir yazında şunları açıkça yazmış; “FETÖ yapılanması gereği her kurumun imamı olduğu açığa çıkmıştır, YÖK’ün  imamı da açığa çıkmış mıdır? Her kuruma giren ve en üst kademelere yerleşmiş FETÖ’nün böylesine önemli bir kurum olan YÖK içinde olmaması mümkün müdür? Basında YÖK içinde hala FETÖ’cülerin görevlerine devam ettiği yer almaktadır”.

Bakın! Tekrar Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na döneyim ve bir haber başlığı vereyim; ‘Yolsuzluğu ihbar edince açığa alınan öğretmen intihar etti’. Çağdaş Kocaeli’de yer alan habere göre Serap Yılhan Çocuk Evleri’ne gönderilen paraların çocuklar için kullanılmadığını gördü, bunun üzerine ilgili birimlere kurum müdürü ve satın alma müdürü hakkında şikayetçi oldu. İki müdür hakkında soruşturma başlatıldı, müdürler hızla emekli edildi, Yılhan üzerinde ise baskı uygulanmaya başlandı, bu süreçte açığa alındı, girdiği bunalım sonucu “Ben suçsuzum, bana komplo kurdular” ifadelerinin yer aldığı iki mektup bırakarak intihar etti.

Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda yaşanan yolsuzluk iddiaları Sayıştay tarafından da tek tek ortaya çıkarılıyor, Sayıştay’a göre Bakanlık engelli olmadığı halde her ay 62 bin kişiye engelli bakım aylığı, veri sisteminde kaydı olmayan 138 bin kişiye de engelli aylığı bağlamış.

Yüzde 40 engelli olan ve aylık almaması gereken yaklaşık 15 bin kişi de her ay ödemeden yararlanmış, bu kişilerin sayısı 15 binin üzerinde olarak saptanmış.

Hatırlarsınız 2010 yılından bugüne kadar bakanlıktaki yolsuzluk olaylarıyla ilgili olarak engelli olmadığı halde engelliymiş gibi gösterilerek taşerona ait özel bakım merkezlerinde kalan ve her biri için her ay iki asgari ücret tutarında Devlet’ten bakım parası alan çeteyi defalarca yazmıştım.

Özellikle Ege Bölgesi’nde İzmir, Aydın, Denizli, Kütahya ve daha bir çok ilde yaşanan engelli suistimalinin ve dolandırıcılık olaylarının değişik Devlet kurumlarını da kapsadığını, Taşeron-Doktor-Eczacı üçgeninde kurulan çetelerin kamu veya özel hastanelerden engelliler üzerine değeri yüksek ilaçları çok fazla miktarda yazdırdıklarını ve bunu piyasada ikinci bir kez satarak haksız kazanç elde ettiklerini de yazmıştım.

Tüm bu söylenen, yazılan, çizilenden, belge ve delillerden yola çıkarak FETÖ kriptolarının, işbirlikçilerinin, bir şekilde bu yapıya bulaştırılanların ortalıkta elini kolunu sallayarak dolaştığı toplumun geniş katmanları tarafından kabul görüyor.

Bu kabul görüşün bir karşılığı, bir sonucu olmalı.

Bu sonuç acı olmalı, acıttıkları rahatlatılmalı.

Terör örgütü deniyorsa, bedeli ödettirilmeli.

Yok, “Ödetemiyoruz” mu diyorsunuz?

O zaman durumunuz vahim.

Facebook Yorum

Yorum Yazın