Emel Eva Tokuyan

Emel Eva Tokuyan

Mail: emeltokuyan@gmail.com

ZEN TARZI, BİR AĞAÇ HİKÂYESİ

Bu yazı, bir ağaca dal olmuş, dallara ağaç olmuş kişilere ithaf olunur…

Her ağacın içgüdüsü büyümek ilerlemek yayılmak ve yarına kalmaktır. Bir tohum olarak uykuda beklediği zaman boyunca, yeşerip büyümenin hayalini kurar. Toprakla buluştuğunda aceleye getirmeden aynı zamanda durmaksızın çalışmaya başlar. Çıkardığı incecik kollarıyla sarılır toprağa, minicik bir filizle başını kaldırır mavi boşluğa. Köklerini güçlendirir zamanla, ne kadar derine inerse o kadar gökyüzüne yükselir zamanla.

Gövdesi güçlü bir ağaç, gövdesi kadar güçlü dallar yetiştirir. Ve bir zaman küçük olan o kollar birçok dallara hayat verirken kendisi de bir gövde kadar güçlü olur. Hiçbir ağaç taşıyamayacağı, besleyemeyeceği, büyütemeyeceği kadar dal çıkarmaz.

Bir ağaç zayıf ve hasta ise veya kökleri yeterince güçlü değilse, gücünden fazla dal çıkarırsa ola ki o dallar da kendinden güçlü olup daha da çok büyürse gövde bu ağırlığı taşıyamayabilir. Bazen de sert fırtınalara dayanamaz dallar, çatırdar.  Bazen bir küçük çatlak onarılır sarılırsa şekil deforme olsa da ağaç ve dal birlikte hayatlarına devam ederler. O şekil bozukluğu yaşanmış tecrübenin acı bir hatırası veya kopabilecek bir bağın sağlamlaştırılması veya bütünlüğü korumak için çabanın onurlu bir işareti gibi kalır orada.

Bazı ağaçlarda ise gövde gurura kapılır, çok dallarının olmasıyla. Kendini bilmez bu ağaç, yıllarca beslediği emek verdiği dalın varlığını umursamıyorsa görmezden geliyorsa ve yeni dallar çıkarması meyveler vermesi için zorluyorsa, dalın kendisini onarması için güç vermiyorsa zamanla çatlak büyür. Çünkü o bir daldır. Gövdeden güç ve besin alır. Alamadıkça çatlağı büyür. Çatlak büyüdükçe beslenme yolu tıkanır. Yine de direnir dal, yaşama tutunmak için çareler arar.  Ağaç her şey yolundaymış gibi yaptıkça, çatlak büyüdükçe büyür. Duyulamayan büyük bir çığlıkla, bir zamanlar geldiği toprağa serilir. Bir başka yolculuk başlar artık onun için. Bir ağaca aitken, ilk kaynağın koynunda çözülmeye başlar.

Hiçbir gövde bilerek veya bilmeyerek dalı kırılsın istemez. Her gövde için acı vericidir büyük bir acı ile boşlukta süzülerek toprağa düşmesi dalının. Bir zamanlar hayat verdiği, can suyuyla beslediği,  mavi boşluğa uzatacak, orada gözü kulağı olacak o boşluğu dolduracak bir dalının olmaması çok üzücüdür gövde için. Geride bıraktığı boşluk, onarılsa, yaralanmış gövde sarılsa da her zaman onu anımsatacak izler kalır.

Diğer tüm dallar yas tutarlar bir zaman, birlikte, neşeyle ilerledikleri bir dalı yitirmiş olmanın hüznü, geride kalmış hatıralar, basar bütün dalları. Ama hayat hayata aittir ve ne olursa olsun devam etmelidir. Geride kalan dallar devam eder. Yaşadıkları tecrübenin hafızasını içlerinde sessizce taşıyarak…

Emel Eva Tokuyan

Makale Yorumları

  • Bülent Fikri Arat08-01-2020 14:17

    Bu metni kazdaglarina ve orada yaşanan Alamos Gold tarafından kesilen yüzlerce ağaca ve sorumlularına ithaf etmek gerekir şeklindedir düşüncem

Facebook Yorum

Yorum Yazın