Mustafa Pala

Mustafa Pala

Mail: pala.mustafa@gmail.com

ZAMANDA BİR KÖPRÜ KURMAK

Manisa'nın hemen yakınında, Yunt Dağları`nın engebeli arazisinin yamaç ve yüksek yaylalarında, çam ormanları, meşelikler ve meralar arasına kurulmuş 64 yörük köyü bulunur. Yunt Dağı köylerinin tarihçesi konusunda 1930'lara uzanan araştırmalar ile yerel gezginlerin izlenimlerini anlattıkları  makaleler 1960'lara kadar bu küçük yerleşimlerin zayıf meralarda hayvan yetiştiriciliği ile geçindiğini ve tarımın ihtiyaca kıt kanaat yetebildiğini; Manisa'ya ancak Gediz Irmağı'ndan sallarla geçilip ulaşılabildiği, köyleri bir birine bağlayan taşlı patikalardan araba geçemediği için ulaşım ve nakliyenin eşek ve develerle yapılabildiğini belgeler.

Bu yalıtılmışlık ve yoksulluk içinde Yunt Dağı köyleri geleneksel yaşamlarının folklorunu, örf-töre ve el sanatlarını bir ata yadigarı olarak koruyup kültürel zenginlikleri olarak yaşattılar. Bugün asfalt yollarla birbirleri ile Manisa, İzmir ve Aliağa'ya bağlanan Yunt Dağı yörük yerleşimlerinde genç nüfus daha iyi bir yaşam arayışı ile sanayi merkezlerine göç ederken geleneksel köy yaşamı ve kültürel benliği oluşturan folklor köklerinden kopamayan yaşlıların anılarında korunup, giderek silikleşiyor.

Yunt Dağı'nda, Yunusemre Belediyesi'nin Ortaköy, Dazyurt ve Türkmen Mahalleleri arasında kalan bir yamaçta, meşe ağaçları arasına "Türk Halk Kültürü’nde Mesken" konsepti ile kurulan Obasya bütünü ile bir Zaman Geçidi Müzesi. Tesisin Oba Otel bölümünün keçe kaplı topak evleri sizlere Türk boylarının 12. yüzyıldan itibaren Anadolu'ya dalgalar halinde girip bu toprakları yurt edindiği dönemleri hatırlatıyor. İç Asya'da Türk ve Moğol boylarının yüzyıllardır kullana geldiği bu portatif evlere yurt ya da oba gibi isimler verilmekte. Obasya, obalarının dış görünümlerinde orijinallerine sadık kalındı ama içlerinde konuklara turistik bir otelin tüm konforu sunuluyor.

Tesisin ikinci bölümü, 19. yüzyıl sonlarında Yunt Dağı'nda yaşamı içinde yaşayarak tanıyacağınız bir müze. Yunt Dağı yörük köylerinin eski mimarisi olan toprak damlı taş evlerle ahır ve sundurma gibi eklentilerinden oluşan binaların çevrelediği meydanın tarihi dekorunu bir köy fırını tamamlıyor. Yunt Dağı yörük kültürü ile yörenin doğal ve tarihi zenginliklerinin tanıtıldığı müze, sizi geçmişin nostaljisine götürüyor.

Fotobloklar galerisinde Yunt Dağı'nda yaşamı, iki katlı haneyde yörenin en özgün el sanatı olan halı dokumacılığının öyküsünü, çeyiz odası sergisinde yöresel el sanatı örneklerini izleyebileceksiniz. Köy fırınında pişirilmiş ekşi mayalı, esmer unlu somunlar ve böreklerle Ege yemeklerinin sunulacağı Restoran/Cafe'de lezzet molası verip, konferans salonunda Yuntdağı belgesellerini izleyerek gezi rotanızı belirleyip, el sanatları eğitim atölyesinde çalışarak geçmişe uzanma duygusunu daha derinden yaşayacaksınız.

Yunt dağları folkloru araştırma ve uygulama merkezine dönüşecek bu uzun vadeli projenin sadece Obasya Turizm Geliştirme Kooperatifi'nin çaba ve imkanları ile gerçekleşmesi çalışmaların hız ve verimini azaltacaktı. Bu noktada en akılcı çözümün yerel yönetimle işbirliği olacağı gerçeğinden yola çıkarak "Yunt Dağları Zaman Geçidi Müzesi" nin düzenlenmesi ve sürdürülebilirliğini sağlamak için Yunusemre Belediye Başkanı Sayın Dr. Mehmet Çerçi'nin ve kooperatifimiz yönetim kurulu üyelerinin imzaladığı bir protokol hazırladık. Müzenin taş binalarının süreli olarak Yunusemre Belediye Başkanlığı'na tahsisi ve müze düzenlemesinin kooperatifimiz ve belediye yetkililerinin oluşturacağı bir komisyonla yürütülmesini içeren bu protokol örnek bir çalışmanın başlangıcını oluşturdu. Kültürel değerlerimizin yaşatılması ve tanıtılmasında yerel yönetimler ve Sivil Toplum Örgütlerinin işbirliği ile sağlanacak başarının da örneğini oluşturacak.

Facebook Yorum

Yorum Yazın