Mustafa Pala

Mustafa Pala

Mail: pala.mustafa@gmail.com

YENİDEN KOOPERATİFÇİLİK

Kooperatiflerin el üstünde tutulduğu desteklendiği dönemleri de yaşadım, kötülendiği dönemleri de.
70’li 80’li yıllarda, Kooperatifler Bakanlığı bile vardı. Özellikle kırsal kesimde kooperatiflerin kurulması desteklenirdi. Ülke nüfusunun % 65’i köylerde yaşadığı için, Siyasi Parti Liderleri, “Benim köylüm, benim çiftçim” derlerdi, “Gelişme köylüden başlayacak” derlerdi. Kooperatifleri desteklerlerdi.

Başarılı kooperatifler olduğu gibi, başarısız olanlar da oldu. Başarısızlığın nedeni, kooperatif değil, eğitimsiz kooperatif yöneticileriydi. Kooperatifçilik eğitimi etkinleştirilip yaygınlaştırılamadığı için kooperatifler başarısız oldu. Kötülenmesi gereken sistem değil, başarısız yöneticiler olmalıdır.

Kooperatifleri destekleyen yöneticiler oldu elbet. Ancak, altını çizerek belirtmeliyim ki, kooperatifleri gönülden destekleyen lider Mustafa Kemal Atatürk’tü. Kim ne derse desin, bugün çağdaş uygarlık yolunda kalmaya direniyorsak, ve kooperatifleri etkin araçlar olarak görüyorsak, bunu Atatürk’e borçluyuz. Hele, çevremizdeki ülkelerde yaşananlara bakınca Atatürk’e olan hayranlığımız daha da artıyor.

Bilindiği gibi, ekonomide genellikle özel sektörden, devlet sektöründen ve karma ekonomiden söz edilir. Kooperatifleri de ayrı bir sektör olarak sayanlar vardır. Atatürk’ün özel sektörün varlığını kabul ettiğinden kuşku yok. Ancak Cumhuriyetin ilk yıllarında, ekonomide devlet sektörüne daha fazla ağırlık verildiği gözlemlenmektedir. Bunun nedeni de o yıllarda gelişmiş bir özel sektörün olamayışıdır. Savaş yıllarının ardından kurulan genç cumhuriyetin ilk yıllarında öne çıkan konu bu nedenle ağırlıklı olarak devletçilik olmuştur.

Atatürk, döneminde ülkenin büyük çoğunluğu köylüydü ve ilkel yöntemlerle karasabanla tarım yapmaya çalışıyordu. Ülkeyi kurtarmak için sabanın sapını bırakıp silaha, karnını doyurmak için silahı bırakıp, sabanın sapına sarılıyordu. Onun için “Köylü milletin efendisidir.” diyordu Atatürk. Onun için, köylünün kalkınmasında kooperatifçiliği gündeme getiriyordu.

Atatürk’ün kooperatifleri gerekli görüşünün nedeni, küçük tarım işletmelerinin büyümesini sağlamaktı. Tarım işletmelerini ölçek büyüklüğe ulaştırmaktı. Bugün de aynı sorunlar var. Bugün de kooperatifler etkili araçlar olarak kullanılabilir. Yeniden Kooperatifçilik deyişimin nedeni budur. Yeni kuşaklarla yeniden kooperatifçilik…

Cumhuriyetin ilk yıllarında, kooperatifçiliğin gerçekleştirilmesi konusunda birçok yasanın çıkarılmasını sağlayan, bu konuda söylevler veren, kooperatifin kuruluşuna öncülük eden, kooperatif kuran, kooperatiflere ortak olan tek devlet adamıdır Atatürk. 1925’de Ankara’da tüketim kooperatifi’nin kuruluşuyla ilgili yasayı çıkartmış ve ilk üyesi olmuştur. 1929’da “Zirai Kredi Kooperatifleri Kanunu”nu çıkartmıştır. 1 Şubat 1931’de İzmir’de yaptığı bir konuşmada “Kanaatim odur ki, muhakkak surette birleşmede kuvvet vardır. Kooperatif yapmak, maddi ve manevi kuvvetleri, zeka ve maharetleri birleştirmektir” demiştir.   1936 yılında İçel’in Tekir köyünde sahibi bulunduğu çiftlik civarındaki üreticilerle birlikte “Tarım Kredi Kooperatifi”nin kurucusu ve bir numaralı ortağı olduğunu bilmeyen kooperatifçi yoktur.

İnsan soyu var oldukça, birlikte iş görme yöntemleri ve araçları gündemde kalacak. İnsan soyu var oldukça kooperatifçilik kalkınmanın etkili aracı olarak önemini koruyacaktır.

Kooperatifler salt ekonomik fayda sağlamazlar. Kooperatifler toplum içinde birlikte iş görme alışkanlığının ve yardımlaşmanın yaygınlaşmasına en önemlisi de çok ihtiyacımız olan toplumsal barışın güçlenmesine katkı sağlarlar. Haydi o zaman, yeniden kooperatifçilik diyerek kolları sıvıyalım. Haydi o zaman, yeniden kooperatifçilik diyerek, yollara düşelim.

Facebook Yorum

Yorum Yazın