Mustafa Pala

Mustafa Pala

Mail: pala.mustafa@gmail.com

TÜRK KENEŞİ

Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi - TDİK), Türk dili konuşan ülkeler arasında kapsamlı işbirliğini teşvik etmek amacı ile uluslararası bir örgüt olarak 2009 yılında kurulmuştur. Türk Konseyi'nin kurucu üyeleri Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye'dir. Türk Konseyi'ne şimdilerde doğru bir seçimle Türk Keneşi denilmeye başlandı.

Türk Konseyi’nin temel belgeleri olan 3 Ekim 2009 tarihli Nahçıvan Anlaşması ve 16 Eylül 2010 tarihli İstanbul Bildirisi’dir.  Kurucu ülkeler, Birleşmiş Milletler Anlaşması’nın amaçları ve ilkelerinin yanı sıra uluslararası hukukun diğer evrensel olarak tanınan ilkelerini benimsemiştir. Barış ve güvenliğin korunması ile iyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesine ilişkin uluslararası normlar, Türk Keneşi çatısı altında yürütülecek işbirliğinin zeminini oluşturmaktadır.  Bu konu ilginizi çekerse, Keneşin, http://www.turkkon.org  adresli sitesinden daha fazla bilgi edenebilirsiniz.  

İncelediğim Nahçıvan Anlaşmasında Türk Konseyi’nin temel amacı, Türk Dili Konuşan devletler arasında kapsamlı işbirliğini derinleştirmek, bölgesel ve küresel barış ile istikrara katkıda bulunmak olarak tanımlanmıştır. Üye ülkeler ayrıca, demokrasi, insan haklarına saygı, hukukun üstünlüğü ve iyi yönetim gibi temel ilkelere bağlılıklarını ifade etmişlerdir. Türk Konseyi kapsamındaki işbirliği, üye ülkeler arasındaki ortak tarih, kültür, kimlik ve Türk dili konuşan halkların dil birliğinden kaynaklanan özel dayanışma temelinde inşa edilmesi amaçlanmıştır.

Türk Keneşi, Türkçe konşan ülkeler arasında, işbirliği ve dayanışmanın güçlenmesinde lokomatif görevi yüklenecektir. Hiç kuşkunuz olmasın gelecekte bu lokomotife yeni vagonlar da bağlanacaktır. Yeter ki, bu önemli kuruluşa önemine yaraşır özeni gösterelim...

Türkçe konuşan ülkeler arasında yapılan birçok çalışma var,  bu arada ortak Alfabe konusunda da çalışmalar olduğunu biliyoruz. Bildiğim kadarıyla  Kazakistan ve Kırgızistan hariç Azerbaycan, Özbekistan ve Türkmenistan latin harflerine geçmiş durumdalar.  Ancak bu geçişte 1991, 1992 ve 1993 yıllarında dilbilimcilerin belirledikleri 34 harften oluşan ortak alfabe sistemi dikkate alınmadı. Hatta bu ülkelerin ondan farklı olarak hazırladıkları alfabe sistemi birbirine benzememektedir. Oysa tüm ülkeler aynı sesler için aynı  harfleri kullansalar, bir taşla iki kuş vurmuş olacaklardı.  Hem modern dünyanın, teknolojinin ve internetin en verimli harf sistemine geçmiş olacaklar, hem de Türk dünyasında iletişim kolaylığı sağlanmış olacaktı.

Temel amacı Türkçe konuşan ülkeleri bir çatı altında toplamak olan Türk Keneşi'ne Türk Dünyasını birleştirme, birliği ve dirliği güçlendirme, ortak alfabeye geçme  yolunda başarılar diliyorum... Dilerim yakın gelecekte, diğer Türkçe konuşan ülkelerdeki dostlarımızla aynı alfabeyi kullanarak yazışabilir dostluklarımızı güçlendirebiliriz.

Facebook Yorum

Yorum Yazın