Nezih Varol

Nezih Varol

Mail: nezih.varol@hotmail.com

SURİYELİLER

Türkiye 2011 başlarından 2018 Mayıs ayı sonlarına dek 3,6 milyon Suriyeliyi kayıt altına alarak dünyada en çok mülteciye ev sahipliği yapan ülke oldu.

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü verilerine göre 2019 yılı itibariyle biyometrik verileriyle kayıt altına alınan geçici koruma altındaki Suriyeli sayısının 3 milyon 613 bin 644 kişi olduğu açıklandı.

Aynı açıklamada yine 2019 yılı itibariyle Türk vatandaşlığı verilen Suriyeli sayısının 79 bin 894, çalışma izni verilen Suriyeli sayısının da 31 bin 185 kişi olduğu bildirildi.

Son 8 yılda Türkiye’de doğan Suriyeli bebek sayısı ise 405 bin 521 olarak kayıtlara geçti.

Suriyeliler konusunun çözümü noktasında Türk vatandaşları ikiye bölündü.

Yarısı, “Başımızın üzerinde yerleri var, bereketimiz arttı” derken, diğer yarısı “Kendi vatanına sahip çıkmayan bizim vatanımıza hiç çıkmaz, ekmeğimizi bölüşmeyiz” dedi.

Aslında bu durum hem Türkler, hem de Suriyeliler için çözüm bulması gereken bir sorun.

Çünkü belirsizlik kimseye bir fayda sağlamaz, hatta zarar verir, kaosa neden olur.

İstikrar beklenen bir ülke için de kaos tam bir felakettir.

O zaman ‘Mülteci veya sığınmacı kime denir?’ sorusunun cevabına bakalım; Dini, milliyeti, belirli bir toplumsal gruba üyeliği veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm gören veya göreceği korkusu ve endişesi taşıyan, bu sebeple ülkesinden ayrılmak zorunda bırakılan, bir başka yere ya da ülkeye sığınan kimse.

Dünyadaki örneklerine bakıldığında mülteci veya sığınmacılar zulüm görüyor, ülkesinden kovuluyor, dönmeye korkuyor, canından olacağını düşünüyor, sığındığı ülkeye minnet borcu oluyor, bir gönül bağı ile kendine yeni bir yaşam sunan topluma uyum sağlamaya çalışarak sessiz sedasız hayatını sürdürüyor.

Peki Suriyeliler gerçekten bu tanıma uyuyor mu?

Türkiye’de patlayan suç oranlarına bakıldığında Suriyeliler pek de vefakar değiller.

t24 yazarı Tolga Şardan’ın yaptığı araştırma sonuçlarına bir göz atalım; Şardan’a göre en çok yaralama, hırsızlık ve cinsel istismar suçlarına karışan Suriyeli sığınmacıların son 5 yılda karıştıkları asayiş olayları 6 kattan fazla artış göstermiş.

Şardan’ın yararlandığı İçişleri Bakanlığı’ndaki sayısal verilere göre 2016 yılında ülke genelinde yaşanan 2 milyon 158 bin 318 olayın 38 bin 336’sında Suriyeliler olayın tarafı.

2017 yılında da gerçekleşen 2 milyon 296 bin 164 olayın 45 bin 859’unda Suriyeliler taraf.

2016-2017 yılları arasındaki kıyaslamada ülke genelindeki suç sayısı yüzde 6.4 oranında artarken, Suriyelilerin taraf olduğu olayların sayısı yüzde 19.6 oranında artmış.

2018 yılına gelindiğinde ülke genelindeki suç sayısı 2 milyon 360 bin 658’e yükselirken, buna bağlı biçimde Suriyelilerin taraf olduğu olay sayısı da 56 bin 194’e ulaşmış.

Şardan, Suriyelilerin karıştığı 10 suç türünü şöyle açıklıyor; taksirle (istemeden) yaralama, kasten yaralama, açıktan hırsızlık, evden hırsızlık, kayıp şahıs, bisiklet ve motosiklet hırsızlığı, çocuğun cinsel istismarı, tehdit, kayıp eşya ve resmi belgede sahtecilik.

Rakamlar incelendiğinde Suriyelilerin karıştığı olaylarda en büyük oranlı artışın çocuğun cinsel istismarında yaşandığı ortaya çıkmış.

2017 yılında bu olayların bir önceki yıla oranla 1.5 kat, 2018 yılında ise bir önceki yıla oranla 2.15 kat arttığı görülmüş.

Şimdi sormazlar mı adama bir yerine rahat mı battı diye?

Kendi insanınız canınıza kastetmiş, acınız büyük, korkunuz da, bu durumda olmanın ne demek olduğunu sizin daha iyi bilmeniz gerekir, buna rağmen neden size kucak açan insanları, onların eşlerini, çocuklarını taciz ediyorsunuz, malını mülkünü çalıyorsunuz, yaralıyor, öldürüyorsunuz?

Türkiye’de sosyal medyada görselleri dolaşan yeni bir ilaç var, adı ‘İnsanol’ diye, onu verelim, ha yetmedi iki doz fazlası var, onun adını zaten öğrenmişsinizdir!

Artık suç oranınıza göre kullanırsınız Suriyeli kardeşlerim.

Facebook Yorum

Yorum Yazın