Emel Eva Tokuyan

Emel Eva Tokuyan

Mail: emeltokuyan@gmail.com

SINANMADIĞIN GÜNAHIN MASUMU DEĞİLSİN (Sadi Şirazi)

Bilge filozof Platon “Yüzü olan herkes kusurludur” demiş binlerce yıl önce, tüm bilenlerin farklı bir şekilde dile getirdiği gibi. Kusurlarımız, eksiklerimiz var, konuşmamızda, bakışımızda, yorumumuzda. Kimi zaman sisler içinde ilerliyoruz el yordamıyla. Bilemiyoruz hangisidir? Nedir? Ne değildir? O zemin ve anda bildiklerimizin ve zanlarımızın yönelttiği kadarıyla seçimler ve yargılarda bulunup, hükümler veriyoruz. Belki de ne mutlak doğrular var, ne de mutlak yanlışlar. Gece-gündüz gibi sarmal ayrılmaz bazı şeyler. Ne iyi? Ne kötü? Her şey görece altındaki zemine göre. Büyümek, ayırt etmek, haklıya hakkını teslim etmek, olmak, olgunlaşmak çokça alın teri gerektiriyor hal böyle olunca…

Eski kültürlerin birçoğunda erginleme törenleri yapılırmış. Sınavlardan geçip erkini kanıtlayan kişi topluma alınırmış. Şimdilerde ne böyle bir hazırlık süreci var ne de erginleme töreni. Belki de bu sebeple yetmişinde ergenler, 17’sinde hayalleri ölü, genç bir bedeni taşıyan yaşlılar var aramızda.

Ergenliğimiz ne zaman biter? Hiçbirimizin masum olmadığını, olan-biten her bir şeyde insani payımız ve sorumluluğumuz olduğunu fark ederek, gereğini yaptığımızda bir adım atarız büyümeye. En haklı, en doğru, en geniş bakış açısına sahip olanın biz olmayabileceğimizi anladığımızda. Erken verilen kararların yanlışlığını, yaşamı anlamlandırmanın aceleye getirilmemesi gerektirdiğini fark ettiğimizde büyürüz birazda. Hiç kimsenin yargıcı olacak noktaya kendimizi koymamayı başardığımızda bir basamak daha çıkarız olgunlaşma yolunda.

Evrende her şeyin görünmez iplerle birbirine bağlı, bir kumaş olduğunu, kardeşimize attığımız her taşı, her olumlu ya da olumsuz fikri ve duyguyu, aynı oranda kendimize de yolladığımızı anladığımızda bir basamak daha.... Dünyada görmek istediğimiz değişimin kendisi olmamız gereğini, kaçınılmaz bir insani sorumluluk olarak üzerimize aldığımızda, bir basamak daha çıkarız bu yolda. Kendimizi, bilimle, sanatla, felsefeyle, tarihle işleyerek, inşa etmeye başladığımızda büyürüz. Öfke yerine anlayışı-korku ve nefret yerine sevgiyi-her ne pahasına olursa olsun haklılık yerine adaleti-reddetmek yerine kabullenmeyi- kibrimiz yerine tevazuyu- ayrımcılık yerine birleşebilmeyi koyabildiğimizde, akl-ı selim, sağduyulu, AŞK dolu davranabildiğimizde, büyürüz.

OL-ma yolunda her bir basamağın kendince sınavları var. Hayatın doğal olarak bizi tabi tuttuğu ve geçemeyince, geçene kadar tekrara kaldığımız sınavlar. Hiçbirimiz sınanmadığımız bir günahın masumu değiliz. Geçemediğimiz bir basamağın fatihi olmadığımız gibi.
Hepimiz bunları istiyoruz:Barış olsun, adalet olsun, güzellik olsun, kardeşlik olsun, birlik olsun, sevgi olsun,esenlik olsun,….
Biz OL’mayınca, emek ve yürek katmayınca olmuyor!
OLMAK basamaklarını birlikte yürümek dileğiyle...

Facebook Yorum

Yorum Yazın