Mustafa Pala

Mustafa Pala

Mail: pala.mustafa@gmail.com

MANİSA TARZANI

ManisaTarzanı ve doğa dostları olarak, 27 Kasım 2019 Çarşamba günü, Yeşilay Derneğinin düzenlediği etkinlikte birlikte olduk. Manisa Tarzanı Filmini izledik. Tarzan üzerine güzel bir söyleşi yaptık. Yazımın girişinde, bu güzel etkinlik için Yeşilay Derneği Başkanı Sayın Salih Fulcun’a yürekten teşekkür ediyorum.

 

Tarzan buluşması son günlerin en geniş katılımlı etkinliği oldu. Başta Manisa Valisi Sayın Ahmet Deniz olmak üzere, Manisa protokolü tam kadro söyleşiye katılmak ve Manisa Tarzanı filmini izlemek için salondaydı. Yaklaşık iki saat süren etkinlikte yerinden kalkan olmadı. Etkinlik nasıl coşkulu başladıysa aynen öyle devam etti.
 

Manisa Tarzanı denilince akla hemen, Yeşil Manisa, Manisa denilince de büyük çevreci, ağaç ve doğa sevgisinin önderi Manisa Tarzanı geliyor. Manisa adı hep Tarzan’la birlikte anılıyor. Kentimizi tanıtmak için anlatacak öykülerimiz olmalı deyip duruyoruz. İşte o öykülerden birisi'de Manisa Tarzanı'mızın örnek yaşam öyküsüdür. Manisa Tarazanı öyküsünün zenginleştirilmesi için elimden geleni yapmalı, Tarzanın adını ve anısını yaşatmalıyız. Etkinlikte Valimiz Sayın Deniz’den duyduğum en güzel haber, yapılacak olan Manisa Kent Müzesinde Manisa Tarzanı’na geniş bir köşenin ayrılacağı haber oldu.   

Herkesin yapması gereken bir işi, “kimse yapmıyor, ben niye yapayım ki” diyenlerin çoğaldığı bir ortamda, bir kişi çıkıp herkesin es geçtiğini iş ediniyorsa, işte o kişi o işin tarzanıdır. Es geçileni iş edinen kişiye tarzan diyoruz.
 

Manisa Tarzanı olarak ünlenen çevre önderinin ilginç yaşam öyküsünün bilinen bölümü, savaş sonrasında yanmış yıkılmış cehennem yerine dönmüş kente gelişiyle başlıyor. Manisa Tarzanı geldiği Manisa’da doğayı yeniden canlandırıp, ağaçlandırmak için amansız bir mücadele veriyor. Manisa Tarzanı adı öne çıkınca da, Topçu Hacı, Ahmet Bedevi gibi takma adlarıyla birlikte nüfusta kayıtlı adı olan Ahmeddin Carlak adı da unutulup gidiyor. Bu nedenle birçok insan gibi beni de Manisa Tarzanı’nın nerede ne zaman doğduğundan ve nereden geldiğinden çok, neler yaptığı ve Manisa Tarzanı olduktan sonraki yaşamı ilgilendirdi hep. Ulusal Kurtuluş Savaşına katılan, Cumhuriyetin ilk yıllarında, göğsünde Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası ile Manisa’ya gelen Ahmeddin Carlak, Manisa’da  Manisa Tarzanı olarak yeniden doğmuştur denilebilir.

 

Nerede ne zaman doğduysa doğdu. O Manisa’da Manisa Tarzanı oldu. Önemli olanda bu.

 

Manisa Tarzanı’nı 1958 yılında gördüm. O, siyah şortu, şortu gibi kararmış yanık derisi,  uzamış sakalları ve elinde ağaçları budadığı testeresi ile bulanık bir görüntü olarak kalmış belleğimde.

 

Manisa Tarzanı üzerine yaptığım araştırma, bizde yaşamının filme alınması isteğini de uyandırdı. Yaptığımız ses ve görüntü kayıtlarını her gözden geçirdiğimizde, Manisa Tarzanı’nın yaşamı mutlaka filme alınmalı diyorduk. Nitekim, Film yapımcısı Cengiz Ergun’u aradığımda, anlattıklarımız onun da ilgisini çekti. Bilindiği gibi ödüller alan Manisa Tarzanı filmi çevrilmiş oldu.

 

Bir bahçıvan yamağı, nasıl adı ve anısı yaşatılan, adına kitaplar yazılan filmler yapılan bir insan olabiliyor? İstiklal Madalyası almasına neden olan mücadelesinin önüne ağaç dikmesi nasıl geçebiliyor? Gerçek adı unutulup nasıl Manisa Tarzanı olarak ünlenebiliyor? Bu soruların yanıtlarının ipuçlarını bulmalıyız. Sanırım ipucu, es geçileni iş edinmede gizli. Evet, es geçileni iş edinenlerin çoğalması gerekiyor. Dünya o zaman daha yaşanası olur.

 

Manisa Tarzanı’nın ağaç sevgisi çevrecilerin yolunu aydınlatıyor.  Manisa Tarzanı için düzenlediğimiz her etkinlikte,  Manisa Tarzanı’nın Mektubu okunuyor.

Yine okullara gidip sunum yapmaya Manisa Tarzanı'nı yeni kuşaklara anlatmaya çalışacağım. Manisa Tarzanı'nın adını ve anısını yaşatmayı birileri es geçse bile ben iş edineceğim...

 

Yeni etkinliklerde ve kişilerle dolan salonlarda buluşmak dileğiyle saygılar sevgiler sunuyorum…

Facebook Yorum

Yorum Yazın