Mustafa Pala

Mustafa Pala

Mail: pala.mustafa@gmail.com

GELECEK NELER GETİRECEK

Sanayi gelişirken, Gediz örneği, akarsular nehirler ölüyor. Doğa yok olup gidiyor. Ozon tabakası zarar görüp deliniyor. Çeşitli hastalıklar, bu arada kanser hızla yayılıyor. Hem, gelişen teknolojiden insanların yararlanması hem de çevrenin korunması eş zamanlı olarak gerçekleştirilemez mi? Önümüzdeki yıllarda yanıtını bulmamız gereken soru bu olacaktır. Çevreyi tüketmeden ve kirletmeden gelişmeyi nasıl sağlayacağız? Bu soruya yanıt bulamayan insanoğlu kendi sonunu hazırlamış olacaktır.

Dünya’da yaşanmakta olan sorunlara, bir de yaşadığımız kent Manisa açısından bakalım. Manisa’da da çevre sorunları gündemimizin ilk sırasında yer alıyor. Başarabilir miyiz bilemiyorum. Gediz’in kurtarılmasını hep tartışacağız. Öte yandan, Manisa çöplüğü büyük felaketlerin habercisi gibi duruyor. Manisa’nın  çözmesi gereken öncelikli sorunlarından birisi de çöplük sorunu. Allah korusun, Ümraniye, Hekimbaşı çöplüğünde yaşananlar, Manisa, Şahin Deresi çöplüğünde de yaşanabilir. Manisa’nın çöpü yıllardır Şahin Deresi Çöplüğüne dökülüyor. Zaman zaman yangınlara neden oluyor. Güzelim Spil  Dağı için yangın tehlikesi yaratıyor. Ancak asıl tehlike içinde oluşan metan gazı. Çöplük çevresindeki yüzlerce konut ve bu konutlarda yaşayan binlerce insan  bir metan gazı patlamasıyla  çöp yığınları altında kalabilir. Çöpsüz çöplüksüz kent olur mu, sorusuna birlikte yanıt aramalıyız. Avrupa'da bunu başaran kentler var. Atıkların tümü geri kazanılabiyor. Bizim de amacımız çöpsüz çöplüksüz kent olmalı...

Kent içinde yapılan otoparklara rağmen otopark sorunu yaşanıyor. Daracık sokaklar ve bu daracık sokakları çevreleyen yüksek apartmanlar. Apartmanlar insanın üzerine gelecekmiş gibi olur. Bir kat daha fazla kazanabilmek için yapılan çalışmalarla ulaşılan sonuç işte bu. İmar kararlarıya kat yükseklikleri arttırılırken, arsa sahipleri çok seviniyorlar. Kat karşılığı inşaat yapanlarda seviniyor. Ancak bu sevinci o apartmanlarda oturanlar yaşayamıyor. Ne arabalarını koyacak otoparkları, ne yürüyecek kaldırımları, ne çocuklarının oynayacağı bahçeleri, nede  pencerelerinden görebilecekleri ağaçları var. Bir çoğu güneşi bile göremiyorlar. Kent içinde yaşanan sorunların bir bölümü Güzelyurt Mahallesinde yaşanmıyor. Nedeni planlamanın iyi yapılmış olması... Planlama iyi yapıldığında sorunlar azalıyor.

Manisa için birşeylerin yapılmasının, taş üstüne taş konulmasının, sorunların daha da gecikmeden çözümlenmesinin ön şartı, kişiler ve kurumlar arası işbirliği ve dayanışmadır. Manisa’da birlikte iş kotarma alışkanlığı geliştirilemeden sorunların çözümlenemediğini hep gördük.  Bu konuda Denizli’den almamız gereken dersler var. Denizlililer  elele vermeyi biliyorlar. Manisalıların da bunu başarması için, birilerinin çıkıp buna öncülük yapması gerekiyor.

Manisalıların görevi, gelecek yıllarda, Manisa’yı  “Uykusu derin şehir” olmaktan kurtarmaktır. Varsa, kırgınlıkları, dargınlıkları bir kenara koyalım. Partiler, partileri yönetenler, başkanlar değişir ama biz Manisalılar olarak, ömrümüz oldukça bu kentte yaşamayı sürdüreceğiz. Kente yararı olacak işlerde ayrıştığımız değil, birleştiğimiz konuları öne çıkarmalıyız. Kentin yararına olacak, katma değer yaratacak, kentimizin adını olumlu biçimde duyuracak projelere destek vermeliyiz.

Destek verelim ki, Manisa kazansın. Destek verelim ki, Manisa'da işbirliği ve dayanışma yaşayan bir geleneğe dönüşsün. İşbirliğinin geliştiği bir kentte herşey gelişir. İşbirliği olduğunda Manisa Spor Süper Lige taşınır. İşbirliği ve dayanışma olduğunda, Manisa'nın katı atık sorununa çözüm bulunur. Gediz Nehri balıkların yaşadığı bir nehre dönüşür.

Manisa'da Ortak Akıl toplantılarını başlatıp sürdürmek gerekiyor. Buna belediyelerimiz öncülük edebilir. Toplantılar, büyük bir hevesle başlatılıyor, ancak sürdürülemiyor.

Yazımı çok tekrarladığım bir sözümle noktalamak istiyorum: KATILIM OLMADAN ATILIM OLMAZ. Kentli yurttaş olmak, sormayı, sorgulamayı ve katılmayı gerektirir...

Facebook Yorum

Yorum Yazın