Emel Eva Tokuyan

Emel Eva Tokuyan

Mail: emeltokuyan@gmail.com

AŞK BİZİ KURTARIR

Psike bir kralın en küçük ve en güzel kızıdır. Ablaları evlenmesine rağmen kimse bu kadar güzel bir kıza talip olmaya cesaret edemez. O kadar güzeldir ki insanlar artık, güzellik tanrıçası Afrodit’in yerine, onu koymuşladır. Bunu kıskanan Afrodit oğlu Eros’u, Psike’yi en çirkin erkeğe aşık etmek üzere yeryüzüne yollar. Eros Psike’nin güzelliği karşısında yanlışlıkla oku kendi kalbine saplar ve aşık olur Psike’ye. Eros kendisini görmemesi koşulu ile Psikeyi kendi sarayına götürür ve annesi Afrodit’in karşı çıkmasına rağmen evlenir onunla. Ancak görmediği kocasını çok seven Psike ablalarının aklını karıştırması üzerine bir gece yağ kandilini alarak Eros’u uyurken izler ve yakışıklılığı karşısında şaşkına döner. Yağ kandilinden Eros’un üzerine düşen bir damla uyanmasına sebep olur. (Bazıları aşkın gözünün kandilden düşen damla nedeni ile kör olduğunu söyler)Psike’nin yalvarmasına aldırmadan, Eros uçup gitmiştir çoktan. Çok üzülen Psike aşkına kavuşmak için Tanrıça Afrodit’in verdiği sayısız zor denemenin üstesinden gelir ve Eros ile kutsal evliliği gerçekleştirerek ölümsüzlüğe kavuşur.

Elbette bu mitosumuz da semboliktir. Bugünkü Psikoloji bilimi Psike-Logos (söz-kelam) kelimelerinden gelir. Psike ruhumuzdur, büyüleyici bir güzelliğe sahiptir ve aşka aşıktır. Başlangıçta etki altında kalan, istikrarsız, yalnız olan Psike aşkına ulaşma yolunda bir dönüşüm geçirir. Metamorfoza uğrar. Aşkına kavuşması için geçtiği birinci deneme sabır denemesidir. Ardından güç, cesaret, irade denemeleri gelir. Kelebek her zaman ruhla simgelenir. Kör, ayakları bile olmayan bir tırtıl, kozanın içinde geçirdiği süreçten sonra görebilen, uçabilen harika bir güzelliğe sahip kelebeğe dönüşür. İnsan da aşkın gücüyle emek ve çaba ile kendini işlediğinde harika bir güzelliğe sahip olur. Aşk İmkansızı mümkün kılacak gücü verir bize.

Aşk popüler ve materyalist kültürde sadece fiziksel ve kısa süreli bir anlama indirgenmiştir ne yazık ki. Kişi kendi ile derin bağını unuttuğu için, heyecanlar, sahip olmak, tüketmek, değişkenlik beğeniler, duygulanımlar, tutkular, içgüdüler, Aşk ile karıştırılıyor. Ayrıca aşk sadece kadın ve erkek arasındaki bir çekimden ibaret sanılıyor. Ayırt etmek için ne yapabiliriz? Gözlerimizde sönmez bir ışıltı, yüreğimizde coşku varsa, aşk duyduğumuz şeyi beslemek-korumak ve yaşatmak için tükenmez bir enerjiye sahipsek, içimizde duyduğumuz bu derin duygu yayılarak tüm var olanı kapsıyorsa, bizi daha duyarlı, daha merhametli, daha iyi biri yapıyorsa bu AŞKTIR.“ Çiçeği beğenirsen koparırsın. Ama seversen sularsın ”

Ayrıca en fiziksel basamaktan başlayarak en soyut konulara kadar aşk kapasitemizi kullanabiliriz. İnsana, vatana, bilime, sanata, duyulan aşkın örnekleriyle doludur insanlık tarihimiz. Aşk bizim en insani tarafımız ve kendi karanlığımıza ışık yakabileceğimiz tek güçtür. Eskiden Afrodit’e adanan bir dua varmış: “Ey aşk bizi sözlerimizde ve eylemlerimizde onurlu kıl” Tüm yaşantımızda,  adımlarımız, onurlu eylemlerle aşka doğru olsun!

Facebook Yorum

Yorum Yazın