Mustafa Pala

Mustafa Pala

Mail: pala.mustafa@gmail.com

DÜŞ GÖRDÜM

Türkiye Büyük Millet Meclis Başkanı Binali Yıldırım, ABD’nin saldırgan baskıcı tutumu ve doların yükselmesi nedeniyle Meclisi toplantıya çağırıyor. Meclis toplanıyor. Konu görüşülüyor. Konuşmacılar, birlikten bütünlükten yana konuşmalar yapıyorlar. Komisyon kurulması teklifi oybirliği ile kabul ediliyor. Her partiden birer kişinin katılacağı gruplar oluşturulmasına, oluşan grupların, başta AB ve Türkçe Konuşan Ülkeler olmak üzere, tüm ülkeleri ziyaret ederek haklılığımızın, ABD’nin hukuk dışı baskıcı tutumunun anlatılmasına karar veriliyor. Sorun çözülene kadar sürecek bir seferberlik alkışlarla ilan ediliyor.

 

Düş bu ya, her gidilen ülkenin yöneticileri, ABD aleyhine açıklamalar yapıyorlar. Tüm dünyada oluşan olumlu hava, yurttaşlarımızı da etkiliyor. Birlik bütünlük havası, ülkeye dalga dalga yayılıyor. Her konuşmacı, “Bir olalım, iri olalım, diri olalım” diye başlayıp, “Barış kardeşlik dayanışma” şeklinde açıklamalar yapmaya başlıyor.  Kurtuluş Savaşındaki, Çanakkale Savaşındaki birlik bütünlük kararlılık sağlanıyor. Ve ülke tek yürek, tek yumruk oluyor. Dargınlar barışıyor, kırgınlıklar bitiyor.

 

Cumhurbaşkanı, “Ben seksen bir milyonun cumhurbaşkanıyım” diyerek, parti liderlerini toplantıya çağırıyor, yapılan ilk toplantıda her ay düzenli olarak toplanma, ülkenin önemli meselelerini görüşme kararı alınıyor. Cumhurbaşkanı, açtığı tüm hakaret ve tazminat davalarını “Aile içi kavganın kazanını olmaz, biz bir aileyiz” diyerek geri çikiyor. Cumhurbaşkanının bu tutumu ülkede büyük beğeniyle ve alkışlarla karşılanıyor.

 

Ziyaret edilen ülkelerden, ABD aleyhine açıklamalar çoğaldıkça, ABD yalnızlık endişesine düşüyor, yanlış politikaları nedeniyle ABD başkanı ve ilgili bakanlar eleştiriliyor hatta ABD Başkanının görevinden uzaklaştırılması bile tartışılır hale geliyor.

 

STK’larla toplantılar yapılıyor. STK’lar ülke bütünlüğünü, barış, kardeşlik ve dayanışmayı dile getiren konuşmalar ve yazılı açıklamalar yapıyorlar ardı ardına.

 

Kısa sürede Dolar, 4 liraya geriliyor. Hızla yükselen fiyatlar, gerilemeye başlıyor. Durgunlaşan piyasalar yeniden hareketleniyor.

 

Yalnızlaşan ABD dize getiriliyor. Türkiye gibi bir müttefikini kaybeden ABD’ye karşı iç ve dış eleştiriler artarak devam ediyor.

 

Gelişmelerin ardından, AB ortaklığı konusu yeniden gündeme geliyor, yeni fasıllar açılıyor, görüşmeler hızlandırılıyor, AB ülkelerine vize koşulu kaldırılıyor. Ortaklığa giden yol kısaldıkça kısalıyor.

 

Eğitim sistemi sil baştan yeniden düzenleniyor. Teknik Liseler çoğaltılıyor.

 

Eşimin “hadi kalk saat sekiz oldu” demesiyle uyandım. Gördüklerimin düş olduğunu anlayınca, üzülmedim değil. Gördüğüm düşü, hayra yordum. Bir yurttaş olarak, benim gördüğüm düşü birçok yurttaşın arzuladığını özlediğini biliyorum. Keşke düşler gerçek olsa. Kim bilir olur belki. Niye olmasın, hep birlikte istersek olur.

Facebook Yorum

Yorum Yazın