Mustafa Pala

Mustafa Pala

Mail: pala.mustafa@gmail.com

CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN

Bugün Atatürk`ümüzün Nutkunun Ey Türk Gençliği başlıklı bölümünü bir kez daha okuyalım. Ve düşünelim... Hatta bir kez daha okuyalım. Hatta sesli okuyalım. Ben okudum. Bir de Onuncu Yıl Nutkunu okudum ardından. Bir de ATA'mızın kendi sesinden dinledim. Karmaşık duygular içindeyim bugün. Yarınları, çocuklarımı ve torunlarımı düşünüyorum. Ülkemi düşünüyorum. Ve Atatürk’ü özlüyorum...

Bu güzel ülkenin, değişmeyen ve kolay kolay da değişmeyecek olan gerçeği: Türkiye Cumhuriyeti Devleti`nin kurucusunun Mustafa Kemal Atatürk olduğu ve sevgisinin gönüllerde hep yaşayacağı gerçeğidir.  Bunun bilinmesini istiyorum. Bu ülkenin her yurttaşı bunu böyle bilir diyorum. Ata'sına ve kurduğu cumhuriyete kanı ve canı pahasına sahip çıkar diyorum ve umutlanıyorum. Cumhuriyetin niteliğini değiştirme ve Atatürk'ü unutturma hayalleri abesle iştigalden başka birşey değildir diyenleri duyar gibi oluyorum.

Atatürk'ün önderliğinde kurulan cumhuriyeti koruyup kollamak ve güçlendirmek ancak Atatürk'ün gösterdiği, bilimin aydınlattığı çağdaş uygarlık yolunda kalmakla ve  ilerlemekle olur. Bizi esenliğe, başarıya taşıyacak yol bu yoldur.

Cumhuriyetimizi korumak ve güçlendirmek bu güzel ülkenin yurttaşları olarak hepimizin ertelenmez öncelikli görevidir. Bu görevimizi yaparken mazeret üretme hakkımız yok. Mazeret üretmeyip marifet göstereceğiz. Marifet göstermeye örnek mi istiyorsunuz? Örnek; Mustafa Kemal Atatürk'tür.  Atatürk, ülkenin kurtuluş mücadelesini başlatmak amacıyla 1919 yılında Samsun’a  çıktığında elinde hiçbir maddi güç yoktu. Sadece, ülkeyi kurtarmaktan ve halka güvenmekten başka bir seçeneğinin olmadığını biliyordu. Kalkışılan iş kolay değildi. Köhnemiş, parçalanmış, paylaşılmak istenen bir imparatorluktan genç bir cumhuriyet kurulacaktı. Tüm ulusları şaşırtan, benzer kaderi paylaşanlar tarafından örnek alınan muhteşem bir destan yazıldı. 29 Ekim 1923 yılında cumhuriyet kuruldu. Cumhuriyetin nasıl kurulduğunu bilemezsek nasıl korunacağını da bilemeyiz.

29 Ekim 1923’de Cumhuriyetin ilan edilmesinin ardından, köklü değişiklikler yapılmıştır. Türkiye Cumhuriyetinin çağdaş ve lâik bir devlet olabilmesi için gereken bütün adımlar Atatürk’ün önderliğinde hızla atılmış, toplumsal ve siyasal alanda yapılan devrimlerle ülkemiz halkın iradesinin hakim olduğu özgür bir ülke haline gelmiştir. Herkesin kanunlar önünde eşit olduğu ülkemizde, hiçbir kimse ve topluluğa ayrıcalık tanınmamakta, eğitim, sağlık ve sosyal alanlarda yapılan devrimler ile halkımız refah ve huzur içerisinde yaşamaktadır.

Cumhuriyet rejimi sayesinde bağımsız ve özgür bir millet olarak yaşadığımız bu topraklarda, Türkiye Cumhuriyeti devletimizin ebedi varlığı ve birliği adına ülke gelişimine katkıda bulunmak için vatanımızı çok sevmeli, düşmanca yaklaşımlarda bulunan iç ve dış güçlere karşı her zaman uyanık olmalıyız. Bizlere tevdi edilen görevleri layıkıyla eksiksiz bir şekilde yapmalı, ülke menfaatlerini kendi menfaatlerimizin üzerinde tutmalıyız. Atatürk’ün kurduğu cumhuriyete sahip çıkıp, demokrasiden asla ödün vermeden, milli birlik ve bütünlüğümüzden hiçbir zaman ayrılmamalıyız. Olanca güçlüklere rağmen Atatürk’ün sayesinde kurulan cumhuriyete sahip çıkmak ve çağın getirdiği yeniliklerden faydalanarak ülke gelişimine katkıda bulunmak hepimizin görevidir..

Çocuklarımıza Atatürk'ü ve kurduğu Cumhuriyeti öğretmeye devam etmeliyiz. Cumhuriyet Bayramı seçimin gölgesinde kalmamalı, artan bir coşkuyla ve bilinçle kutlamalıyız. Evlerimizi, işyerlerimizi şanlı bayrağımızla süslemeliyiz.

Cumhuriyet bayramımız kutlu olsun. Bu güzel ülkeye iki büyük değerimiz Atatürk ve Cumhuriyet çok yakışıyor.  Atatürk'le kalalım. Cumhuriyetle kalalım...

Facebook Yorum

Yorum Yazın