© Manisa İnternet Haber 2025

MGC Başkanı Önder Aydın'dan “Terörsüz Türkiye” Sürecine Şeffaflık Eleştirisi

Manisa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Önder Aydın, “Terörsüz Türkiye” sürecine ilişkin kaleme aldığı köşe yazısında, sürecin şeffaf yürütülmediğini belirterek toplumsal desteğin zayıfladığı uyarısında bulundu.

Manisa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Önder Aydın, “Adı ‘Terörsüz Türkiye’ Peki Ya İçeriği?” başlıklı köşe yazısında, kamuoyunda “çözüm süreci” olarak bilinen ve yeni dönemde “Terörsüz Türkiye” adıyla yürütülen sürece ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Aydın, sürece başlangıçta umutla yaklaştığını ve olumlu bir tutum sergilediğini ifade ederek, aradan geçen zamana rağmen beklentilerinin karşılanmadığını belirtti. Yazısında, toplumun geniş kesimlerinin desteğini almayan hiçbir barış girişiminin kalıcı olamayacağını vurgulayan Aydın, mevcut sürecin şeffaf yürütülmediğini savundu.

TBMM’de kurulan komisyona tüm siyasi partilerin davet edildiğini hatırlatan Aydın, kamuoyunun komisyonda yapılan görüşmeler hakkında yeterince bilgilendirilmediğini ifade etti. Komisyon çalışmalarına dair yalnızca fotoğraflar ya da tartışmaların yansıdığını belirten Aydın, hangi aşamada olunduğu ve nasıl bir yol haritası izlendiğinin kamuoyuyla paylaşılmamasının güven sorununa yol açtığını dile getirdi.

Yazısında, İmralı’ya yapılan ziyaretlerin de tartışma yarattığını belirten Aydın, bu durumun siyasi kutuplaşmayı artırdığını ve sürece olan inancı zedelediğini kaydetti. Barış ortamının güçlenmesi gereken bir dönemde farklı siyasi görüşler arasında derin ayrılıkların ortaya çıktığını ifade eden Aydın, bu durumun sürecin toplumsal karşılığını zayıflattığını belirtti.

Aydın, terör örgütüne yönelik silah bırakma beklentilerine de değinerek, gerek Suriye’deki gelişmeler gerekse bazı siyasi aktörlerin açıklamalarının belirsizliği artırdığını ifade etti. Barışın oy kaygısıyla değil, toplumsal barışı önceleyen bir anlayışla yürütülmesi gerektiğini vurguladı.

Yazısının dipnot bölümünde ise Manisa’da düzenlenen bazı toplantılara dikkat çeken Aydın, AK Parti Manisa Milletvekili Murat Baybatur’un öncülüğünde gerçekleştirilen “Adımız Kardeşlik, Soyadımız Türkiye” programını anlamlı bulduğunu belirtti. Aydın ayrıca, MHP’li yöneticiler tarafından daha önce yapılan benzer buluşmaları da sürecin topluma anlatılması açısından olumlu adımlar olarak değerlendirdi.

Önder Aydın, aynı yaklaşımı DEM Parti’den de beklediğini ifade ederek, sürecin bir kazanım yarışı olarak değil, toplumsal bütünleşmeyi önceleyen bir kardeşlik çağrısı olarak ele alınması gerektiğini vurguladı.

Köşey Yazısının Tamamını İse Şöyle;

Adı ‘Terörsüz Türkiye’ Peki Ya İçeriği?

Eski adıyla “çözüm süreci”, yeni adıyla “Terörsüz Türkiye” süreci… Bu başlık ilk kez gündeme geldiğinde “Kazanacağımız çok şey, kaybedeceğimiz ise bir şey yok” demiş, sürece olumlu yaklaşan bir yazı kaleme almıştım. Aradan geçen zamana rağmen hala umutluyum. Ancak süreç, beklediğim çizgide ilerlemiyor. Bu ülkede, toplumun geniş kesimlerinin desteğini almayan hiçbir proje, hiçbir barış zemini başarıya ulaşamadı. Bugün de benzer bir tabloyla karşı karşıyayız. Süreç ne yazık ki şeffaf yürütülmüyor. Meclis’te tüm partilere davet gönderilerek bir komisyon kuruldu ancak biz kamuoyu olarak sadece toplantılardan fotoğraf ya da kavga görüyoruz. Komisyonda neler konuşuldu, hangi aşamadayız, nasıl bir yol haritası çiziliyor, kimse bilmiyor. Elbette kimseden basının karşısına çıkıp devletin sırlarını ya da toplumun sinir uçlarına dokunacak detayları açıklamasını beklemiyoruz. Fakat barış gibi hassas bir konuda bu kadar belirsizlik, güven zedeler. Komisyonun sonunda TBMM Genel Kurulu’na bir rapor sunulacağı belirtiliyor ama süreç boyunca komisyondan ne bir düzenli bilgilendirme yapıldı ne de toplumun nabzı tutuldu. Bu da ister istemez soru işaretlerini artırıyor. 

Öte yandan, terör örgütü elebaşı daha önce de silah bırakma çağrısını video yoluyla yapmış, sembolik olarak da silahlar yakılmıştı. Yani video ya da vekiller aracılığıyla kamuoyuna mesaj verebileceği bilinirken, komisyondaki bazı üyelerin İmralı’ya gitme kararı birçok açıdan tartışmalı oldu. Bu ziyaret, hem ana muhalefetle hükümet arasında ciddi bir görüş ayrılığına yol açtı, hem de sürece inancın kırılmasına neden oldu. Oysa bu dönem, birlik mesajlarının en güçlü verilmesi gereken bir dönemdi. Fakat süreç siyasi kutuplaşmayı besledi, toplumsal karşılığı ise oldukça zayıf kaldı. Beklenenin aksine umut değil, tepki doğurdu. Bu süreçte Öcalan’ın söylemlerinin, doğrudan DEM Parti üzerinden yürütülmesi gerektiğini düşünüyorum. Öcalan da ilk adımı atarken video yoluyla söylediklerinde samimi ise bunu çok dert etmeyecektir herhalde. Ancak orada da belirsizlik var. Aylardır YPG’nin silah bırakıp Suriye Ordusu’na katılması bekleniyor ama örgütün tepe kadrosundan gelen açıklamalar, bu beklentiyi boşa düşürüyor. Aynı şekilde DEM Partili bazı vekillerin sürekli değişen ön koşullar üzerinden yaptığı çıkışlar da süreci daha da bulanık hale getiriyor. Barış, siyasi hesapların konusu olmamalı. Bu süreç, oy kaygısıyla değil, toplumsal barışı önceleyen bir anlayışla ele alınmalı. Ancak sahada gördüğümüz manzara, sürecin giderek inandırıcılığını kaybettiğini ve siyasetin malzemesi haline geldiğini gösteriyor. Sürecin yeniden karşılık bulabilmesi için önce inandırıcılığını geri kazanması gerekir. Bu da ancak toplumun kendini sürecin bir parçası olarak hissedebildiği, sahici ve samimi bir yaklaşımla sağlanabilir. Aksi takdirde aynı delikten ikinci defa ısırılacağız.

Dipnot: Manisa özelinde geçtiğimiz gün AK Parti Manisa Milletvekili Murat Baybatur’un kanaat önderleri, iş insanları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle düzenlediği “Adımız Kardeşlik, Soyadımız Türkiye” başlıklı programı anlamlı buluyorum. MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay ve MHP MYK Üyesi Ali Uçak’ın daha önce yaptığı benzer buluşmalar da sürecin topluma anlatılması yönünde değerli adımlar olarak not edilmeli. Aynı sorumluluğu DEM Parti’den de bekliyorum. DEM Parti de bu süreci bir kazanım yarışı gibi değil, kardeşlik çağrısı olarak görmeli ve kendi tabanına dönük mesajlarını da zafer diliyle değil, toplumsal bütünleşmeyi önceleyen bir anlayışla şekillendirmelidir.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER